Tarih 28 Ağustos 2018.
Yer ABD’nin Kaliforniya Merkez Bölge mahkemesi.
Sanık Ermenistan asıllı ABD ve Türkiye vatandaşı Lev Aslan Dermen, eski adıyla Levon Termendhzyan. Sezgin Baran Korkmaz’ın iş ortağı. O da Kingston ailesiyle beraber ABD Hazinesi’ni dolandırmakla ve kara para aklamakla suçlanıyor.
Duruşmadan 4 gün önce gözaltına alındı.
Duruşmada Dermen’in gözaltı süresinin uzatılıp uzatılmaması ele alınıyor. Savcılığın kürsüye çağırdığı tanık, Tyler Hatcher. Hatcher, ABD Gelir İdaresi’nin mali suçları araştırma ekibinde.
Gerisi duruşma tutunağından:
Savcı: Soruşturmanız, Sayın Dermen’in ve Kingston’ın, Sayın Korkmaz üzerinden Türkiye’nin Cumhurbaşkanı Erdoğan ile bir ilişkisi olduğunu ortaya çıkardı mı?
Hatcher: Evet.
Savcı: ABD’nin talep etmesi halinde, Sayın Erdoğan’ın suçlu iadesine rıza gösterip göstermeyeceğine dair tanıklarınız size ve soruşturma ekibinize bir şey söyledi mi?
Hatcher: Tanıklarımız bize, Sayın Korkmaz’ın ve Sayın Termendzhyan’ın servetlerini Türkiye’de paraları için güvenli bir liman oluşturmak ve iade talebine karşı kendilerini korumak için kullandıklarını söyledi.
Kapanış konuşmasında savcı yeniden Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan bahsediyor.
Erdoğan’ın Fethullah Gülen’in iadesini istediğini; ABD, Gülen’i iade etmeyeceği için Türkiye’den de bir iadenin söz konusu olmayacağını söylüyor ve ekliyor: “Kamuoyuna açık bir bilgi bu. Merak eden Google’lasın. Ortada bir iade anlaşması varsa bile, bunu Cumhurbaşkanı Erdoğan uygulamıyor.”
Aslında tüm bunların arkasında bir isim daha var: Amerikalı Rahip Andrew Brunson. O dönem İzmir’de yargılanıyordu ve Erdoğan, kısa bir süre önce “ABD, papazı almak istiyorsa, diğer papazı (Gülen’in) vermeli” demişti.
Benzer konuşmalar Kingston’ların davasındaki gözaltı ve tutukluluk duruşmalarında da gözüküyor.
Sezgin Baran Korkmaz’ın Jetindeki Kişiler
Kingston’lar ve Dermen gözaltına alındıktan birkaç hafta sonra, İzmir’de ev hapsinde tutulan Rahip Brunson’a bir ziyaret gerçekleşti.
Gelenler arasında CIA eski direktörü Robert J. Woolsey Jr., dönemin ABD Başkanı Trump’ın destekçisi iş insanı Tommy Hicks Jr. ve bir Fransisken rahibi olan James McCurry vardı.
İzmir’e Sezgin Baran Korkmaz’ın özel jetiyle gemişlerdi. Korkmaz da uçaktaydı. Woolsey ile Korkmaz uçaktan beklerken, Hicks ve McCurry, Brunson’ı ziyaret etti.
Son günlerde Korkmaz’ın aynı uçağını İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’dan Prag Büyükelçisi Egemen Bağış’a kadar birçok siyasi figürün de kullandığı ortaya çıktı.
Brunson’ı ziyaret eden Amerikalı grup, Brunson’ın serbest bırakılması konusunda Erdoğan ve Cumhurbaşkanlığıyla irtibatta olduklarını öne sürdü.
“Büyükbaba” Woolsey mi?
CIA eski Direktörü Woolsey ile Sezgin Baran Korkmaz’ın tanışıklığı daha eskiye dayanıyor.
20 Eylül 2016’da Woolsey, dönemin Türkiye-ABD İş Konseyi Başkanı Ekim Alptekin ve Sezgin Baran Korkmaz’la New York’taki Peninsula Hotel’de yemek yemişti. Reuters’ın haberine göre Woolsey ve eşi Nancye Miller, Fethullah Gülen’e karşı lobicilik faaliyeti teklif etmişti.
Miller, Gülen konusunda Michael Flynn’e göre daha etkili olabileceklerini söyledi. Bunun karşılığında iddiaya göre 10 milyon Dolar istedi.
Görüşmeden 5 gün sonra Sabah’tan Mahmut Övür köşesinde Alptekin ve Korkmaz’ı konu alan bir yazı yazdı. Yazının başlığı “New York’un gizemli koridorlarında Türkiye” idi. Övür, Alptekin ve Korkmaz’ı övüyordu.
Michael Flynn o sırada ABD Başkanı Trump’ın ulusal güvenlik danışmanıydı. 20 Eylül’deki görüşmeden bir gün önce Woolsey ile başka bir toplantıya katılmıştı. Bu sefer masada Alptekin’in yanı sıra dönemin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak ile Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu vardı. Konunun yine Fethullah Gülen’in iadesi olduğu basına yansıdı.
Hürriyet’in ABD temsilcisi Razi Canikligil, ABD’deki hakim görüşe göre CIA eski Direktörü Woolsey’nin, SBK iddianamesinde adı geçen “büyük baba” (grandpa) olduğunu söyledi.
İddianamede göre Korkmaz’ın, Kingston’lar ve Dermen’i yasal koruma sağlama vaadiyle 6 milyon Dolarlık dolandırdığı yazıyor. “Büyük baba” korumayı sağlayacağı öne sürülen kişinin kod adı.
SBK’nın Rüyasını Ahmet Hakan Gerçekleştirdi
İzmir’de Brunson’ı ziyaret edenler gerçekten Erdoğan veya yakınındaki kişilerle bir iletişime geçti mi ya da bunlar bir sonuç verdi mi bilinmiyor ama 12 Ekim 2018’de Brunson serbest bırakıldı. Hakkındaki yurt dışına çıkış yasağı kaldırıldı.
O günleri Brunson’ın avukatı İsmail Cem Halavurt, Sözcü’den İsmail Saymaz’a anlattı. Brunson’ın serbest kaldığı duruşmadan sonra Sezgin Baran Korkmaz, Halavurt’a gidip basına “O kadar çaba sarf ettik. Korkmaz’ın katkılarıyla oldu” demesini istemiş. Halavurt bunu kabul etmemiş. Ancak basın açıklaması yapılırken Sezgin Baran Korkmaz’ı kadrajda görmek mümkün.
Halavurt belki kameralar önünde Sezgin Baran Korkmaz’dan bahsetmedi ama onu köşesine taşıyan başka biri vardı: Ahmet Hakan.
Brunson serbest kaldıktan 11 gün sonra yazdığı köşesinin bir kısmını Sezgin Baran Korkmaz’a ayırmıştı:
“RAHİP olayı” yaşandı bitti saygısızca ama benim aklımda tek bir şey kaldı: Rahibin evine ABD’den gelen misafir taşıyan Sezgin Baran Korkmaz’ın aracı...
Araştırdım olayı... Elde ettiğim sonuç şudur: ABD’nin etkin düşünce kuruluşlarından East-West Institute’nin yönetim kurulu üyesi olan SBK Holding Başkanı Sezgin Baran Korkmaz, bağlantılarını kullanarak rahip krizinin çözümü için çaba sarf etmiş... “Brunson / SBK Holding ilişkisi” türü haberlerin çıkma riskini göze alarak çabalamış... Korkmaz’ın vatan millet için bunu yapması iyi bir şey.
Korkmaz’ın sonunda istediği olmuştu. Artık Rahip Brunson’ın serbest kalması konusundaki çalışmaları bir şekilde kayda geçmişti.
Peki bunun ne önemi var?
Kendini mi Kurtarmak İstedi?
Dermen ve Kingston’ın tutukluluk duruşmalarında savcılığın iddiası hep Türkiye’ye kaçtıklarında Erdoğan tarafından iade edilmeyecekleriydi. Çünkü savcılığa göre Türkiye’de sağladıkları ilişkilerle hem paraları hem de güvenlikleri sağlama alınmıştı.
Kingston’ların Erdoğan’la çektirdiği fotoğraf bu duruşmalarda kanıt olarak da sunuldu.
İyimser bir yaklaşımla Korkmaz’ın Brunson girişimlerinin ABD Hazinesi’ni dolandırmakla suçlanan iş ortakları için yaptığı öne sürülebilir. Böylece neredeyse imkansız bir ihtimal de olsa düzelen ABD-Türkiye ilişkileri, iş ortaklarının tutuksuz yargılanmalarının önünü açabilirdi.
Başka naif bir yaklaşım, Korkmaz’ın ABD-Türkiye ilişkilerini düzelterek iktidara Gülen’in iadesi konusunda yardımcı olmaya çalıştığı yönünde olabilir.
Ancak Korkmaz büyük ihtimalle Kingston ve Dermen’in ABD Hazinesi’ni dolandırmak ve kara para aklamakla yargılandığı davanın sonunda kendisine sıçrayacağını biliyordu. Bu konuda ifade bile vermişti. Hatta kendisine yöneltilen suçlamalardan biri de yalan ifadede bulunmak.
Mahkemeye sunulan belgeler, Korkmaz’a ait şirketlerde 133 milyon Dolar aklandığını ortaya koyuyordu. Sezgin Baran Korkmaz’ın işte bu noktada Brunson hikayesini mahkemede bir koz olarak kullanmak isteyeceğini tahmin etmek zor değil.
Eğer bu gerçekleşmiş olsaydı, CIA eski Direktörü titrine sahip jüri karşısında güvenilir bir tanığı bile olacaktı.
Sezgin Baran Korkmaz’a Ahmet Hakan Cilası
Bu arada son bir not.
Ahmet Hakan’ın 2 Ekim 2018’de yazdığı başka ilginç bir yazı daha var. Sonunda ABD Hazinesi’ni dolandırmaktan hüküm giyen Korkmaz’ın iş ortaklarının davaları devam ederken Ahmet Hakan iddianamelerde Sezgin Baran Korkmaz’ın adının geçmediğini öne sürmüş:
- BİR: ABD maliyesinin dolandırılmasıyla ilgili davanın iddianamesinin tam metnini baştan sona inceledim. İddianamenin hiçbir bölümünde Sezgin Baran Korkmaz’ın adı, SBK Holding geçmiyor. İddianamede ABD’de işlenen suç ile SBK ve Sezgin Baran Korkmaz arasında en küçük bir bağ kurulmamış.
*
- İKİ: BDDK verilerine bakarak elde ettiğim sonuç ise şu: ABD’de suçlanan kişilerin Türkiye’de kurdukları şirketlere aktardıkları tüm sermaye, ABD yetkili makamlarının onaylarından geçmiş.
*
Madem kimseye garezimiz, kinimiz yok. Madem hakkaniyeti elden bırakmamaya özen gösteriyoruz.
O halde bu iki noktayı belirtmek boynumun borcu…
Ancak bunun doğru olmadığı o zaman da biliniyordu. Şimdi yine ortaya çıktı.