T24'ten Candan Yıldız'ın haberi şöyle:
Ahmet Davutoğlu, genel başkanlık yaptığı partisinden (AKP), 13 Eylül’de istifa etmek zorunda kalmıştı. İstifa bir sonuçtu.
Davutoğlu için “Pelikancılar” olarak anılan ve kendisini de hedef alan grubun yayımladığı bildiriyle genel başkanlık ve başbakanlık görevinden istifa ettiği dönemde kopuş başlamıştı. 2016’da yaşananlardan sonra AKP içindeki konumunu “davadan dönüş olmaz” sözleriyle ifade eden Ahmet Davutoğlu, 3 yıl sonra yeni parti çalışmalarına başladı.
Partinin ne zaman kurulacağı, adının ne olacağı, kurucular kurulunda hangi isimlerin yer alacağı, AKP’nin devamı olup olmayacağı, parti programının Türkiye’nin temel meseleleri konusunda ne söyleyeceği hep merak edildi.
Davutoğlu’na yakın kaynakların verdiği bilgiye göre parti en geç aralık ayının ilk haftası kurulacak. Parti ismi ve logosu üzerinde çalışmalar sürüyor. “Davutoğlu’nun adalet konusundaki rahatsızlık ve hassasiyetinin parti ismine yansıyabileceği” söyleniyor. Kaynakların ifadeleriyle ‘harman’ olmaya hizmet edecek kadrolarla yol alınacak. İl ve ilçe teşkilatlarında yer alacak isimler üzerinde de tek tek çalışılıyor.
Dindar kesimlerin, Alevilerin, Kürtlerin hassasiyetlerinin gözetileceği bir kurucular kurulunun oluşturulacağı, bunun için Alevi kesiminden isimlerle, eski AKP Diyarbakır Milletvekili Cuma İçten’in aracılığı ile de Kürt aşiret ve kanaat liderleriyle görüşülüyor.
Eş zamanlı olarak MHP’den, İyi Parti’den, AKP’den isimlerle temaslar olduğu konuşuluyor. Eski MHP’li vekil Mehmet Şandır görüşülen isimler arasında.
Kurulacak partide kadınlara yönelik bir kotanın olup olmayacağı henüz bilinmiyor.
Davutoğlu’nun görüşmeleri ağırlıklı olarak Ankara’da sürüyor. Genel Merkez binasının da CHP’li bir belediyenin sınırları içerisinde kiralanacağı belirtiliyor. Zira İstanbul’daki bina AKP yönetimindeki Bahçelievler Belediyesi tarafından mühürlenmişti. İstanbul için yeni bir bina bulunduğu ama yerinin şimdilik gizli tutulduğu söyleniyor.
Kaynaklar, baskıların kişiler nezdinde de devam ettiğini aktarıyor. Eski bir bakana, bir milletvekilinin damadına ekonomik baskılar yapıldığını iddiası örnek olarak konuşuluyor.