Yakışıklı erkekler, güzel kadınlar, ilginç danslar, şatafat içinde hayat, bilmediğimiz bir din anlatısı, “İnşallah, maşallah”lı bir tuhaf öykü olarak 1980'li yılların sonunda tanımaya başlandın Adnan Oktar grubu… Sonra tehdit, şantaj, casusluk, kadın ve çocukların istismarıyla… 1990'ların sonunda operasyon yapıldığında, kısa sürede düştükleri yerden kalktılar. Çünkü artık çok güçlüydüler. Siyasi bağlantıları, uluslararası ilişkileri, silahları, insan kaynağı ve çok paraları vardı. Uzun yıllar kendilerine ait televizyon kanalı A9'da garip danslar edip, birbirlerine methiyeler düzen bu grup adeta magazin figürü gibi görünüp, suç örgütü yüzünü bu renkli dünyanın arkasına sakladılar.
2018'DE YİNE DÜĞMEYE BASILDI
Oysa suçlar kabarıyor, örgüt büyüyordu. İşte bu noktada 2018 yılında İstanbul Emniyet Müdürlüğü bir operasyon başlattı ve başta Adnan Oktar olmak üzere birçok örgüt üyesini cezaevine gönderdi. Büyük cezalar aldılar, onların adı artık mahkeme dosyalarında Adnan Oktar Silahlı Suç Örgütü olarak geçiyor. Peki o yıllardır herkesin dilinde olan ‘Kedicikler' neler yaşadı. O televizyon kanalında göründükleri kadar mutlular mıydı? Tek kelimeyle cevap verelim: Hayır… Şimdi birçoğu yeni bir hayat kurdu, yeni kimlikler edindi ve kimi çocuk sahibi oldu.
Sözcü'den İpek Özbey'in haberine göre; Adnan Oktar'a yakınlığıyla bilinen ‘Gözde Kedicik', itirafçı oldu, etkin pişmanlıktan faydalandı, tahliye edildi. 1989 doğumluydu. Örgüte 2010'da girdi. Fizik okuyordu, aynı zamanda yurt dışına gitmek, mimarlık da okumak istiyordu. Sonra başına hiç beklemediği bir olay geldi.
Yaşadıklarını şöyle anlattı:
‘GÖZÜNE KESTİRDİĞİNİ ALIR'
“Bir ajansa yazılmıştım. Reklam çekimlerine gidiyordum. Adnan Oktar, beni oradan izlemiş. O, birini görür, gözüne kestirir ve onu alır… Benim karşıma da iş adamı sandığım Can Yıldız'ı çıkardı. Bu konuların imamı. O kadar düzgün, o kadar şahane, o kadar güvenilir görünüyordu ki, aşık oldum. 21 yaşındaydım. Sonra o şefkatli adamın adının Can değil Bora olduğunu öğrendim. Oysa evlenecektik, çeyiz bakıyorduk. Meğer Adnan'ın adamıymış. Örgüte girişim onunla oldu. Sonuçta biz evlenecektik, her şeyi paylaşıyorduk. Bu ne demek, Bora her şeyinizi biliyor demek!”
Gözde Kedicik, 9 yıl bütün örgüt evlerini dolaştı. En son Adnan Oktar'ın evindeydi. 5 kez kaçmaya çalıştı, olmadı: “Adnan'ın evinde 18 kadındık. Hep yarı çıplağız, hep beraber otururuz. Adnan beyaz uzun paçalı donuyla gelir karşına. Dayak yerdik, tacize uğrardık, cinsel ilişkiye zorlanırdık. Sadece kadınları değil, çocukları da istismar ediyor. Zaten 7 yaşından sonra ilişkiye girilebileceğini savunuyordu.”
BANA AŞKLA BAKMAZSAN..!
Mağdurların avukatı Eser Çömlekçioğlu'nun Yüzyılın Davası kitabında Adnan Oktar Silahlı Suç Örgütü davasında yer alan mağdurların ve etkin pişman sanıkların detaylı ifadelerinden derlediği ve ‘Adnan Hoca' olarak bilinen Adnan Oktar'ın uyguladığı eziyeti şöyle sıralayabiliriz;
■ Kadın üyelerin Adnan Oktar'a ‘aşkla bakmamaları' sonucu saçları kesilmektedir.
■ Kadın üyeler, bir anlık hatalarının sonucunda kaşları kazınarak insan içine çıkamaz hale getirilmektedir.
■ Kadın üyeler, saatlerce süren dayak seanslarında bitmek bilmeyen tokat ve tekmelere maruz kalmaktadır.
■ Bacılar grubu üyeleri istenileni yapmadığında, karşı çıktığında kafalarından aşağıya sıcak yemek dökülmektedir.
■ Kalabalık içinde çıplak vaziyette bekletilmektedirler.
■ Aşağılamak amacıyla hizmetçi ya da başka tür kıyafetler giydirilerek kalabalık içinde bekletilmektedirler.
■ Kaçma şüphesi olan kişiler, tüm iletişim araçları ellerinden alınarak bir odaya tek başına kapatılmaktadır.
■ Kadınlar, çıplak resimleri çekilerek ailesine ve basına sızdırmakla tehdit edilmektedir.
■ Kadın üyelerden ciddi bir hata yaptığına kanaat getirilenler, Adnan Oktar tarafından yüzlerce erkek örgüt üyesinin cinsel saldırısına uğratılmakla tehdit edilmektedir.
■ Tüm üyeler -Adnan Oktar'ın hezeyanlarına göre- en ufak bir hatalarında kalabalık içinde saatlerce türlü küfürler ve hakaretlere maruz kalmaktadır.
■ Erkek örgüt üyelerinden hata yapanlar, günler hatta aylarca temizlik hizmetlerinde görevlendirilmektedir.
■ Yine erkek üyeler, ellerinden tüm maddi imkanları alınarak Kazakistan gibi zor şartların olduğu ülkelere sürülmektedir.
ELİNDEKİ GÖRÜNTÜLERLE TEHDİT EDİYORDU
“… Ben artık Mustafa'nın elinde köleleşmiştim ve her istediğini yapmak zoruna kalmıştım. Zaten en ufak bir itirazımda elindeki görüntülerle beni tehdit ediyordu. Bu görüntüleri aileme ve bütün dünyaya yayacaklarını söyleyip daha önce karşı gelen kızların başına gelenleri anlatıp, onlardan nasıl intikam aldıklarını anlatarak beni korkutuyordu.
‘ŞİDDETE FANTEZİ DİYORLARDI'
Bundan sonra artık beni birinin alacağını ve her dediğine uymamı söylüyordu. Ben 17 yaşımda iken beni evden alıp bilmediğim evlere götüren ve o evlerdeki insanlarla birlikte bana zorla anal yoldan tecavüz eden kişiler vardı. Bu kişiler farklı zaman dilimlerinde beni her ne işim, sınavım vs olursa olsun istediklerinde zorla götürüp tecavüz ediyorlardı…
Ben 18 yaşına yeni girdiğim sıralarda ve örgütten ayrılana kadar sistematik olarak tekrar tecavüzlere maruz kalmaya başladım. Bu kişilerin hepsi bana zorla anal yoldan tecavüz etmeye devam ettiler. 4 erkek vajinal yoldan da birleşme gerçekleştirmek istedi ve zorla bir kısım birleşme yaşandı. Bu tecavüzler sırasında ben istemediğim için bana fiziksel şiddet uygulamaya devam ettiler. Daha sonra da bu şiddetin olması gereken birer fantezi olduğunu söylüyorlardı.”