Çocuk istismarı iddiaları ile gündeme gelen ve son dönemde de Kızılay‘a bağış tartışmalarının odağında bulunan Ensar Vakfı hakkında mahkemeden yeni bir karar çıktı. Ekrem İmamoğlu İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı olduktan hemen sonra İBB tarafından “yandaşlara ve vakıflara yapılan milyonlarca liralık yardımı” kesmişti.
İBB ile bazı dernek ve vakıflar arasında önceki dönemde yapılan ve toplam maliyeti 357 milyon TL olan protokoller geçen ağustos ayında feshedilmişti. Bu kurumlar arasında bulunan Ensar Vakfı, fesih kararına karşı “yürütmenin durdurulması” için mahkemeye başvurmuştu.
İstanbul 14. İdare Mahkemesi, Ensar Vakfı‘nın başvurusunu “feshedilen protokolün özel sözleşme niteliği” taşıdığına dikkat çekerek, “kamu hukuku alanına girmediği için” 21 Ekim 2019‘da görev yönünden oybirliğiyle reddetti.
İSTİNAFA İTİRAZ GEREKÇESİ
Ensar Vakfı, alt mahkemenin kararını istinafa taşıdı. İBB ile imzalanan protokolün “idari sözleşme niteliğinde” olduğunu savunan Ensar Vakfı, davanın görüm ve çözümünün “idari yargının görev alanında” kaldığını iddia ederek, alt mahkeme kararının “istinaf yoluyla incelenerek kaldırılması ve öncelikli olarak yürütmesinin durdurulmasını” istedi.
İstanbul Bölge İdare Mahkemesi 6. İdare Dairesi, istinaf dilekçesinde ileri sürülen hususları, dava konusu işlemin “yürütmesinin durdurulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı” kanaatine vardı. Mahkeme, Ensar Vakfı’nın yürütmeyi durdurma isteminin reddedilmesine, istinaf istemi hakkındaki nihai kararın daha sonra verilmesine 29 Ocak 2020 tarihinde oybirliği ile karar verdi.
BUGÜNE NASIL GELİNDİ?
* İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun talimatı ile Ensar Vakfı ve İBB arasında imzalanan ortak hizmet protokolü feshedilmişti. Ensar Vakfı da kararı mahkemeye taşımıştı.
* Dava dilekçesinde İBB ile 2016 yılında imzalanan “ortaöğrenim ve yükseköğrenim öğrenci yurtlarına ilişkin ortak hizmet protokolünün süresi dolduğu gerekçesiyle” 22 Ağustos 2019 tarihinde feshedildiği anlatıldı.
* Fesih işleminin hukuka ve mevzuata aykırı olduğu, protokol kapsamında yürütülen “faaliyetlerin kamu yararı taşıdığı gerekçeleriyle” yürütmesinin durdurulması ve iptali istendi.
* Vakfın istemini reddeden İstanbul 14. İdare Mahkemesi, protokolün “tarafların serbest iradelerine dayanan karşılıklı fesih yetkilerinin bulunduğu bir sözleşme” olduğuna dikkat çekti. Bu nedenle “kamu hukukunun ve dolayısıyla kamu gücünün bu protokolde yerinin bulunmadığı” vurgulandı.
* Protokolün konusu olan öğrenci barındırmaya yönelik özel yurt işletme hizmetine ilişkin faaliyetin kamu hizmetiyle bir ilişkisi bulunsa da bu durumun protokolde idarenin üstün yetkilerle donatıldığı sonucunu doğurmadığı ve özel sözleşme niteliğini etkilemediği tespit edildi.
* Protokolün feshedilmesi işleminin “özel hukuk ilişkisinden doğan ve adli yargının konusuna giren bir işlem” olduğu vurgulanarak, görevli yargı kolunun adli yargı mahkemeleri olduğuna karar verildi.
* Mahkeme davayı oybirliğiyle görev yönünden reddetti.
