Gündem Bilim Teknoloji Spor Dünya Ekonomi Siyaset Sağlık Eğitim Kültür Sanat Magazin Yaşam Reklam Künye Gizlilik Sözleşmesi İletişim
Yazılım ve Tasarım: Bilgin Pro © 2024KRT TV Tüm Hakları Saklıdır

Adalet Bakanlığı'ndan skandal yandaş basın hamleleri

Adalet Bakanlığı’nın yandaş gazetelerle ilgili verilen çok sayıda kesinleşmiş yargı kararını ‘basın özgürlüğünü’ gerekçe göstererek ‘kanun yararına bozma’ yoluyla Yargıtay’a taşıdığı ve bu yolla yandaş basının aleyhine çıkan çok sayıda mahkeme kararının bozulmasını sağladığı ortaya çıktı. 

Sınır Tanımayan Gazeteciler örgütünün 2019 raporuna göre basın özgürlüğünde dünyada 159’uncu sırada yer alan Türkiye’de, Adalet Bakanlığı’nın bu yolla iktidar yanlısı basının yaptığı haberlerde kişilik haklarının ihlal edildiğini düşünen kişilerin yaptığı başvuruların sonucunda verilen mahkeme kararlarının bozulmasını sağladığı ortaya çıktı.

Diken'den Kemal Göktaş'ın haberine göre; Yargıtay kararları arasında yaptığı araştırmaya göre Adalet Bakanlığı çok sayıda dosyada Sabah, Takvim, Star gibi iktidar yanlısı gazetelerin aleyhine çıkan kesinleşmiş kararları ‘kanun yararına bozma’ talebiyle Yargıtay’a taşıdı. Bakanlığın başvurduğu ‘kanun yararına bozma’ yolu, ceza yargılamasında olağanüstü bir yol olarak biliniyor ve kesinleşen yargı kararlarının Yargıtay’da bozulmasını sağlamak için kullanıyor. Ceza Muhakemesi Kanunu’na göre ‘kanun yararına bozma’ yoluna hâkim veya mahkeme tarafından verilen ve istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşen karar veya hükme karşı Adalet Bakanlığı başvurabiliyor. Kanun yararına bozma talebi sonrası Yargıtay dairesinin verdiği bozma kararına karşı yerel mahkemelerin direnme hakkı ise bulunmuyor.

Adalet Bakanlığı’nın kanun yararına bozma yoluna gittiği bazı mahkeme kararları şöyle:

ÖZTÜRK YILMAZ-SABAH DAVASI: Sabah gazetesinin 1 Şubat 2018 tarihli sayısında eski CHP Ardahan milletvekili Öztürk Yılmaz hakkında yayınlanan ‘Tacizden kovulmuş’, ‘Kadın personeli taciz etti, bakanlıktan kovuldu’ ve ‘Çaycıyı elektrikli testereyle kovalamış’ başlıklı yazılar sebebiyle Yılmaz’ın avukatının başvurusu üzerine Ardahan Sulh Ceza Hakimliği tekzip yayınlanmasına karar verdi. Gazetenin avukatlarının tekzip kararına karşı yaptığı itiraz Kars Sulh Ceza Hakimliği’nce reddedildi. Bunun üzerine devreye giren Adalet Bakanlığı konuyu Yargıtay’a taşıdı. Yargıtay 19. Ceza Dairesi, bakanlığın başvurusunu kabul etti ve tekzip yayınlanması kararını kaldırdı. Kararda ‘ana muhalefet partisinin bir milletvekili olan başvuran hakkında, basında çıkan haber ve tartışmaların seçim sonrası ortaya çıkan siyasi mücadele ikliminde değerlendirilmesi, sarf edilen sözlerin sırf kişiliğe hakaret niteliğinde olmayıp genel anlamda yaşanan maddi olaylara dair yorum ve değerlendirmelerden oluştuğu, bu yönüyle basın özgürlüğü çerçevesinde kaldığının kabul edilmesi gerektiği’ savunuldu.

MEHMET Y. YILMAZ – TAKVİM DAVASI: Yazar Mehmet Y. Yılmaz’ın Hürriyet gazetesinde 31 Temmuz 2015 günü yayınlanan ‘Damadın gazetesini okumamışlar’ başlıklı yazısına karşı Takvim gazetesinin avukatlarının yaptığı tekzip, düzeltme ve cevap metninin yayımlanması ile erişimim engellenmesi talepleri İstanbul 3. Sulh Ceza Hâkimliği tarafından reddedildi. Bu karara yapılan itiraz da İstanbul 4. Sulh Ceza Hâkimliği tarafından yerinde bulunmadı ve karar kesinleşti. Bunun ardından Adalet Bakanlığı kanun yararına bozma yoluna başvurdu. Yargıtay 19. Ceza Dairesi ise bakanlığın başvurusunu yerinde bulmadı. Daire kararında ‘haberin, iki farklı medya grubunun, gazetelerinde şehit cenazeleriyle ilgili yaptıkları haberlerin kapsamı ve boyutu üzerinden karşılaştırma yaparak kimin daha çok vatansever olduğu, kimin daha az vatansever olduğu hususunda birbirlerine yönelttikleri yorum, eleştiri ve değer yargılarından ibaret olduğu, dolayısıyla karşılıklı atışma şeklinde yazı ve düzeltme cevap taleplerinin özellikle de başvuran tüzel kişinin şeref ve haysiyeti yönünden bir saldırı niteliğinde olmadığı’ belirtildi.

‘FETÖ’ İLE İLİŞKİLENDİRME: Sabah gazetesinin 19 Aralık 2014 tarihli sayısında ‘Birbirlerini suçladılar’ başlıklı yazıda, paralel yapı (‘FETÖ’) ile iltisaklı olduğu yönünde bilgilere yer verilen dönemin Hakkari il emniyet müdürü ile şube müdürünün birbirleri hakkında sarfettiği sözler ve suçlamalarla ilgili bir haber yapıldı. Haberin en sonunda yer alan bir cümle ile o dönem izinli olan şube müdür yardımcısı makamından bahsedildi, ancak ismi açıkça yazılmadı. Ancak söz konusu müdür yardımcısı haberde kendisinin paralel yapıyla ilişkilendirilmeye çalışıldığı gerekçesiyle düzeltme ve cevap metni yayımlanması talebiyle Ovacık (Tunceli) Sulh Ceza Hâkimliği’ne başvurdu. Hakimliğin bu talebi reddetmesi üzerine Tunceli Sulh Ceza Hakimliği’ne başvuran polis müdürü istediği sonucu aldı ve hakimlik düzeltme ve cevap metninin yayınlanmasına karar verdi. Konu yine Adalet Bakanlığı’nın başvurusu üzerine Yargıtay 19. Ceza Dairesi’ne geldi. Daire, ‘haberde polis müdürünün ismine yer verilmediği gibi, herkes tarafından kolaylıkla tanınmasına yol açabilecek şekilde diğer özelliklerinden veya görevi sırasında bu görevi nedeniyle konusu suç oluşturan ve hukuka aykırı gerçek dışı bir fiilden de bahsedilmediği’ gerekçesiyle cevap ve düzeltme yayınlanması yönündeki hakimlik kararını kaldırdı.

ÇIPLAK DOLAŞMA KAVGASI: Sabah gazetesinin 19 Ağustos 2008 tarihli nüshasında ‘Çıplak dolaşma kavgası’ başlığı ile yayımlanan yazı ve Sabah gazetesinin Günaydın ekinin aynı tarihli nüshasında yer alan haberde oyuncu Berrak Tüzünataç’ın komşularının, gece evde perdeleri kapatmadan çırılçıplak dolaştığını iddia ettikleri ve Tüzünataç’ın kendisini uyaran bir komşusuna “Geri zekâlılar size ne” diye bağırdığı ileri sürüldü. Tüzünataç’ın cevap ve düzeltme isteminin kabulü ile tekzip yazısının yayımlanmasına dair İstanbul 3. Sulh Ceza Mahkemesi’nin kararına yapılan itiraz İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nce reddedildi. Ancak olayın üzerinden tam 9 yıl geçtikten sonra Adalet Bakanlığı kanun yararına bozma yoluyla bu kararın kaldırılması talebiyle Yargıtay’a başvurdu.

Yargıtay 19. Ceza Dairesi ise 3 Mayıs 2018’de verdiği kararla bakanlığın bu talebini kabul etti. Kararda uyuşmazlığın konusunun, Tüzünataç’ın evde nasıl dolaştığı veya komşularla aralarında geçen tartışmanın gerçek olup olmadığı değil, habere konu edilen yazıyla acilen giderilmesi ve düzeltilmesi gerekli bir kişilik hakkı ihlali içerip içermediğinin tespiti olduğu savunuldu. Haberde oyuncunun özel hayatına ilişkin gizli bilgilere değil, komşularıyla arasında yaşandığı iddia edilen bir tartışmaya yer verildiği belirtilen kararda ‘dolayısıyla haberin ifade ve basın özgürlüğü kapsamında kaldığı, düzeltme ve cevap metni yayınlanmasını gerektirmediği’ savunuldu.

SÖZDE İMAMLAR: Takvim gazetesinin 20 Ocak 2015 tarihli nüshasında ‘İnlerine Girildi’ başlığı ile yayımlanan yazı nedeniyle düzeltme ve cevap isteminin kabulü ile tekzip metninin yayımlanmasına dair Edirne Sulh Ceza Hakimliği karar verdi. Karara yapılan itiraz Kırklareli Sulh Ceza Hakimliği’nce reddedildi. Bunun üzerine Adalet Bakanlığı iki yıl sonra 19 Ocak 2017’de Yargıtay’a başvurarak kararın kanun yararına bozulmasını istedi.

Başvuruya ilişkin Yargıtay 19. Ceza Dairesi’nin kararında, haber içeriğinde, Marmara bölgesinin sözde imamlarının isimleri açıklanırken, başvuranın da fotoğraf ve isminin ‘Edirne ili imamı’ olarak yayımlandığı, başvuranın hakkında örgüt üyeliği nedeniyle iddianame düzenlendiği ve halen firari olduğu yönünde bilgilere yer verildiği belirtildi.

Daire kararında ‘habere karşı gönderilen düzeltme ve tekzip metnine dair noter ihtarnamesinin, gazetenin sorumlu müdürünün daimi çalışanı olduğu anlaşılan bir kişiye tebliğ edildiği, ancak muhatabın işyerinde geçici olarak olmamasının sebebinin ve evrakı alan kişinin muhatap adına tebliğ almaya yetkili memur veya müstahdem olup olmadığının açıkça yazılmadığı’ gerekçesiyle cevap ve düzeltme metninin yayınlanmamasına karar verildi.

CEZA GENEL KURULU: Bakanlığın kanun yararına bozma talebiyle yaptığı başvurulardan ikisi de Ceza Genel Kurulu’na geldi ve bakanlığın talebi doğrultusunda tebligatta hata yapıldığı gerekçesiyle tekzip metinlerinin yayınlanmamasına karar verildi.

TIR DOSYALARI HABERİ: Star gazetesinde 27 Şubat 2014’de yayınlanan ‘Tır dosyasını kaçırma planı’ ve ‘Askeri savcılıktan MİT dosyasını kaçırma girişimi, durdur ve bize gönder’ başlıklı haberlerde Genelkurmay Askeri Savcılığı’nın Adana başsavcılığına yazı yazarak adli soruşturma dosyasının askeri casusluk suçundan dolayı kendilerine gönderilmesinin istendiği yönündeki bilgilere yer verildi. Haberde ismi geçenlerden biri tekzip metni yayımlanmasına ilişkin Ankara 22. Sulh Ceza Mahkemesi’nden karar aldı. Bu karara yapılan itiraz Ankara 6. Asliye Ceza Mahkemesi’nce reddedildi. Bunun ardından yine bakanlığın kanun yararına bozma başvurusu ile konu Yargıtay’a taşındı. Yargıtay 19. Ceza Dairesi, yazı içeriğinde başvuranın isminin açıkça yazılmış olmasına rağmen ‘başvuranın kişiliği hakkında şeref ve haysiyetine dair saldırı niteliğinde bir ifade kullanılmadığı’ gerekçesiyle tekzibin yayınlanmamasına karar verdi.


İlginizi Çekebilir
SONRAKİ HABER