BIST 100 9.660 DOLAR 34,61 EURO 36,16 ALTIN 2.906,49
8° İstanbul
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyon
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkari
  • Hatay
  • Isparta
  • İçel
  • İstanbul
  • İzmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce

Abdurrahman Dilipak'tan 'Yeni Akit' itirafı

Abdurrahman Dilipak'tan 'Yeni Akit' itirafı

İktidara yakınlığıyla bilinen Yeni Akit'teki yazılarına son veren gazeteci, yazar Abdurrahman Dilipak, daha önce yazılarında bazı müdahaleler olduğunu dile getirdi.

Yeni Akit'teki yazılarına son veren gazeteci, yazar Abdurrahman Dilipak, yazılarına son verdiğini duyurmuştu.

Dilipak, “Şimdi veda vaktidir” başlıklı köşe yazısında ayrılığını şöyle duyurdu:

"Kader, Rızık ve Ecel.. İşte geldik gidiyoruz. 30 yıl önce idi. Bir sabah Mustafa Bey'den aldığım telefonla akit’e gelmiştim..

30 yıl sonra, Akit Tv’deki Bülent Deniz’le birlikte sunduğumuz “Derin Gerçekler” programının benim eleştirilerime izleyicilerden olumsuz tepkiler geldiği ve yanlış anlamalara sebeb olduğu gerekçesi ile bu şartlarda televizyonda haftada bir yayınlanan programın devam etmesinin mümkün olmadığı haberinin verildiği bir telefon sonucu akittv’den ayrılıyorum..

Gazetede yazıların devam etmesi konusunda da, aynı görüş, uslub ve ifadelerin yazımda da olduğu bunun aynı şekilde sorun oluşturabileceği için ve kalemle ekran arasında benim açımdan bir fark olmadığından, gazetenin bu yönde bir talebi olmadığı halde, kendim, yazılarımı sonlandırma kararı aldım."

KARAHASANOĞLU'NUN ÖLÜMÜNDEN SONRA AYRILIK TESADÜF MÜ?

Dilipak Independent Türkçe'den Cihat Arpacık'ın sorularını yanıtladı.

Ayrılığın Mustafa Karahasanoğlu'nun vefatının hemen arkasından gelmesi tesadüf olmadığını dile getiren Dilipak, "Tesadüf diye bir şey yok. Tevafuk oldu. Denk geldi. 50 yıla yakın bir zaman ortak bir zamanı ve mekanı, acılarımızı, mutluluklarımızı, umutlarımızı paylaştık. Bir davamız vardı. Yola çıktıklarımızla yolda bulduklarımız, 'Hasbi'ler, 'hesabi'ler, 'servet' ve 'iktidar'la tanıştıktan sonra işler biraz karıştı sanırım. Bu sadece benim için değil, genel bir durum. Sadece bizim ülkemiz için değil, bu işler böyledir. Tarihten ders almayınca tekerrür ediyor" ifadelerini kullandı. Dilipak, "Seçime gidiyoruz. Politik endişeler de söz konusu. Beni taşımak da kolay değil. Ben sadece yazmıyorum, konuşmuyorum, fikirlerim doğrultusundan eylemli bir kişiyim. Politik anlamda risk katsayım yüksektir. Zaten zor zamanlarda ve şartlarda dürüstseniz, bilgili ve cesursanız birtakım sorunlar yaşamanız sürpriz olmamalı" dedi.

"ZAMAN ZAMAN BAZI MÜDAHALELER SÖZ KONUSU İDİ"

Dilipak, “Daha önce yazılarınıza herhangi bir müdahale girişimi oldu mu? Yazınızın yayınlanmadığı ya da değiştirmeniz istendi mi?” sorusuna, “Zaman zaman, çok ağırlıklı olmamak kaydı ile bazı müdahaleler söz konusu idi” diye yanıt verdi. Dilipak, “Zaten yayın sırasında ya da yazılarımın altında normal okuyucular yanından troller de sert tepkiler veriyorlardı. Sonuçta olan oldu. Maalesef sosyal medyada ağ patronları sansürlüyor. Ulusal ölçekte yasalar, o da yetmiyor bir de iç denetim mekanizması. Ama her zaman birileri bu dünyada herkesten daha özgür. Onlar kural koyuyorlar. Herhangi bir kuralla da bağımlı değil, ne din, ne ahlak, ne hukuk ne de yasa” ifadelerini kullandı.

"AKP'NİN PAPATYALARI"

Dilipak, “AKP’nin papatyaları” başlıklı yazısı nedeniyle hakkında açılan davalara ilişkin "Aslında Halkın Kurtuluş Partisi de davacı oldu ama onların taleplerine karşı takipsizlik verdiler. AK Parti'de, genel başkanlık, kadın kolları genel başkanlığı, bazı kadın milletvekilleri ve kadın kolları il başkanları davacı oldu. İşin ilginç yanı, genel merkezin koordinesinde, tek tip şikayet dilekçesi ve basın açıklaması ile. 28 Şubat'ta rakiplerimizden gelen tepkilere hazırdık, bekliyorduk, sürpriz olmadı. Ama bu, beklemediğiniz bir yerden, beklemediğiniz bir üslupla, beklenmedik bir kapsam ve şekilde.. Sadece dava değil ki, topyekun bir linç kampanyasına dönüştürüldü. Medya, troller... haddinden fazla şiddet gayedeki hikmeti yok etti, hedefini vurmayan bumerang geri döndü ve sahiplerini vurdu" dedi ve şöyle devam etti:

"‘AK Parti içindeki FETÖ'nün zihniyet ikizi AKP'liler ve onların papatyaları’ dediğim için yargılanıyorum. Diğer cümlelerin matufiyeti de bu. ‘AK Parti içindeki FETÖ'nün zihniyet ikizi AKP'liler’in ve ‘onların papatyaları’nın kim olduğunu görmek isteyenler son bir birkaç aydır yolsuzluk dosyalarından adı geçenlerin kim olduklarına bakabilirler. Bu davanın bir de Ankara ayağı vardı. Genel başkanlık adına açıldı dava. Orada da hukuk davası görülüyordu. Tazminat davasında hâkime hanım bir çok usul hatası yaparak ve ceza davasını bekleme sebebi de yapmadan karar verdi. O dosya da şimdi Ankara'da İstinaf'ta.”