Hatay programı kapsamında AFAD Koordinasyon Merkezi’ni ziyaret eden 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül. yetkililerden bilgi aldı.
Daha sonra Orhanlı Çadır Kent Alanı’nda depremzedelerle bir araya gelen Gül, yaptığı konuşmada, görülmemiş büyük bir afetle karşı karşıya kalındığını söyledi.
EKSİKLER, NOKSANLAR, BUNLAR HEP VAR
Arama kurtarma çalışmalarına katılan yerli, yabancı herkese teşekkür eden Gül, şöyle konuştu:
– Allah razı olsun. Devletin bütün kademeleri, görevlileri, belediyeler, sivil toplum örgütleri, vatandaşlarımız kişisel olarak, bireysel olarak herkes böyle bir acıyı dindirebilmek için elinden geleni yaptı. Herkes koşturdu. Şüphesiz ki eksikler, noksanlar, bunlar hep var. Bunların çok samimiyetle gözden geçirilip bir daha olmaması için tedbirlerin alınması gerekiyor.
– Eminim ki bunlar da en iyi şekilde yapılacaktır. Devlet millet kaynaşmasının böyle bir acı karşısında en üst seviyede gerçekleştiğini görmek en azından acımızı biraz dindiren bir unsur. İşte gördüğünüz gibi belediyelerimiz burada, başka yerde başka bir belediye, başka bir yerde bir sivil toplum örgütü zaten valiler canhıraş ellerinden gelen her şeyi yapıyorlar.”
BU ACILARI TEKRAR YAŞARIZ
Abdullah Gül, her şeyin seferber edildiğini anlatarak, “Bunlar yapılırken diğer yandan da bilim adamları, insanları zaten dikkat çekiyorlar. Televizyonlarda özellikle depremle ilgili uzmanlar büyük bir bilinç oluşturuyor. Bunların hiç unutulmaması gerekiyor ve Türkiye’nin birinci önceliğinin, en büyük projenin ilerideki depremlere hazırlık olması gerektiğini unutmamamız gerekiyor. Şehirleri muhtemel bir depreme karşı hazırlıklı hale getirmeliyiz. Eğer bu olmazsa bu acıları tekrar yaşarız ki bu da doğrusu asla affedilmez, hiç yakışmaz.” ifadelerini kullandı.
Hatay’ın sadece Türkiye’nin değil, dünyanın en eski yerleşim merkezlerinden biri olduğunu belirten Gül, “Bizim için de çok zengin bir yer. Kültürel miras olarak burası depremin yaralarını sararken, yeniden bu şehirleri inşa ederken o kimliklerin de kaybolup gitmesine müsaade etmemek gerekir. Onun için bunu gerçekten bilen insanlarla yapmak gerekir.” değerlendirmesinde bulundu.