Avrupa Birliği Konseyi Gayriesmi Toplantısı, birliğin dönem başkanlığını yürüten İspanya’nın ev sahipliğinde Granada’da düzenlendi. Toplantının iki ana gündemi “genişleme süreci” ve “göç sorunu” oldu. ancak İspanya’nın talebiyle hazırlanan “Granada bildirisi” metninde göç konusuna değinilmeyip, AB’ye aday ülkelerin katılım sürecine ilişkin somut ifadelere ve belirlenen bir tarihe yer verilmedi.
Toplantının ardından AB Konseyi Başkanı Charles Michel, AB Komisyonu Başkanı Ursula Von der Leyen ve İspanya Başbakanı Pedro Sanchez basın toplantısı düzenledi.
BÜTÇE KONUSU
AB Konseyi Başkanı Michel genişleme ve göçün zaten uzun zamandır tartışılan konular olduğunu belirterek “Bu toplantıda genişleme konusunda AB ülkeleri olarak birlikte ne yapabiliriz, nasıl birlikte hareket edebiliriz ya da daha zor bir konu olan nasıl bütçe oluşturabiliriz konularını tartıştık. Üyeler arasında ortak noktalar da var farklılıklar da var” dedi.
“GÖÇ KONUSUNDA DAHA FAZLA TOPLANTI YAPMAK ZORUNDAYIZ”
AB’nin geleceğinin nasıl inşa edilmesi konusunun oldukça sık gündeme geleceğini kaydeden Michel, “Yapay zeka, enerjide dışa bağımlılığın azaltılması, dijitalleşme ve temel ekonomimizi güçlendirmede önceliklerin belirlenmesi gerekiyor. Diğer bir nokta ortak savunma, çok taraflılık ve göç sorunu. Göç konusunda, çıkış ülkeleriyle ve transit ülkelerle daha fazla toplantılar yapmak zorundayız” değerlendirmesinde bulundu.
“PRAGMATİK OLMAMIZ GEREKİYOR…”
İspanya’nın dönem başkanlığı sırasında göç sorunu konusunda bazı ilerlemeler kaydedildiğini aktaran AB Konseyi Başkanı, “Pragmatik olmak gerekiyor. AB’nin dış sınırlarını korumak, suç örgütleriyle mücadele etmek, adalet ve polis sistemlerini güçlendirmek için daha fazla çalışmalıyız. AB’ye girmek için yasal yolları hem daha fazla kontrol etmeli hem de teşvik etmeliyiz” ifadesini kullandı.
“AB’NİN GENİŞLEMESİ KOLAY DEĞİL”
AB’nin genişlemesinin “kolay olmayacağını” vurgulayan Michel, burada herhangi bir ayrımcılığın olmadığını, aday ülkelerin de AB’nin kendini hazırlaması gerektiğini, organizasyon ve finansman konularının gelecek dönemde daha fazla gündemde yer alacağını söyledi.
“BAZI ÜLKELER İSTEKLİ OLMADI”
Michel, “AB’deki makro stratejik tartışmalarda daha az kırılganlık ve daha az dışarıya bağımlılık konusunda herkes hemfikir. Genişleme ile ilgili aday ülkelere hiçbir zaman tarih konulmadı. Tarihe odaklanmamak, hedeflere odaklanmak daha önemli. Bazı ülkeler tarih konulmasını istiyordu ama bazıları istekli değildi. Önemli olan sorumlulukla hareket etmek. Genişlemede atılan adımlar analiz edilecektir. Herkes, daha güvenli, daha istikrarlı, daha korumalı, daha ilerici bir AB inşa etmek istiyor” dedi.
“RAKAMLAR SAVAŞ ÖNCESİNE DÖNDÜ”
AB Komisyonu Başkanı Von der Leyen de AB tarafından Ukrayna’ya verilen finans ve askeri destekleri aktararak Rusya’ya enerji bağımlılığının da oldukça düştüğünü, enerji fiyatlarının savaş öncesi rakamlara geldiğini ifade etti.
“30 ÜYE VEYA DAHA FAZLASINI İSTİYORUZ”
Genişleme konusunda “AB’nin 30 veya daha fazla üyesi olmasına doğru ilerlemek istiyoruz ama bu otomatik bir şekilde düğmeye basarak olmuyor. Sadece aday ülkeler değil biz de kendi ödevlerimizi yapmalıyız” şeklinde konuştu.
“GÖÇÜN ÇIKTIĞI ÜLKELERE YATIRIM YAPMALIYIZ”
AB’nin uzun süredir tartıştığı, özellikle Macaristan ve Polonya’nın karşı olduğu Göç ve İltica Anlaşması’ndaki son durumu da değerlendiren Von der Leyen şöyle devam etti:
“Göçün çıktığı ve transit ülkelere yatırım yapmalıyız. Yasal göçü ve insani yardım koridorunu teşvik etmeliyiz. Kimin Avrupa’ya geleceğine suç örgütleri değil bizim karar vermemiz gerekir. Frontex’i güçlendirmeli, transit ülkelerle daha kararlı çalışmalıyız. Aynı zamanda düzensiz göçmenlerin iadeleri için ACNUR ile de çalışmalıyız. Düzensiz göçmenlerin geri gönderilmesi, suç örgütlerinin yenilgiye uğratılması için de hayati bir öneme sahip. Göçü iyi bir şekilde yönetmeliyiz. Yasal göç istiyoruz, hayatlarını riske atan insanların tüm varlıklarını suç örgütlerine vererek buraya gelmeye çalışmalarını istemiyoruz.”
Diğer yandan AB’nin genişleme konusunda tecrübeli olduğunu kaydeden Von der Leyen, “Genişleme sadece AB’ye katılan ülkeye fayda sağlamaz, AB için de aynı şekilde faydalıdır. Bu bizim en güçlü yanımız. Dünyanın en büyük tek pazarıyız” yorumunu yaptı.
AB Komisyonu Başkanı’nın genişleme süreciyle ilgili olarak ayrıca “Herkese kahve yok.” şeklinde bir yakıştırma yaptı.
İspanya Başbakanı Pedro Sanchez, Granada’da “başarılı bir zirve” geçirdiklerini, burada başlayan tartışmaların 1 Ocak’ta Belçika’ya geçecek dönem başkanlığı ile daha da olgunlaşacağını söyledi.
Sanchez, genişlemenin herkesi için aynı hızda mı yoksa parça parça mı olacağı konusunda görüş farklılıkları olduğunu, kurumsal reformların hayata geçirilmesi gerektiğini kaydetti.
POLONYA: UYARIYORUZ
Polonya Başbakanı Mateusz Morawiecki de toplantının ardından açıklamalarda bulundu.
Polonya’nın AB’nin göç politikasıyla ilgili bir soruyu 15 Ekim’de yapılacak referandumda halka soracağını anımsatan Morawiecki, “Herkese bir referandum yapılmasını önerdim. Fransa Cumhurbaşkanı, vatandaşlara yasa dışı göç ve bu yasa dışı göçmenlerin dağıtımı için olası kotalar konusundaki tutumlarını sormanın faydalı olabileceği sonucuna vardı” diye konuştu.
Morawiecki, göçmenlerin kendi ülkelerinde kalması için kalkınmalarına yardımcı olunması gerektiğini dile getirerek Polonya’nın böyle bir çözümden yana olduğunu kaydetti.
Morawiecki, “Enerji krizi konusunda uyarmıştık ve dediğimiz gibi oldu. Yasa dışı göç konusunda da aynı şey geçerli. Avrupa’ya yasa dışı göçmen kabul edilmemesi konusunda uyarıda bulunuyoruz.” değerlendirmesinde bulundu. (AA)