Dünya Kitle İletişimi Araştırma Vakfı tarafından düzenlenen 33. Ankara Film Festivali, Ulusal Uzun Film Yarışma heyecanı, filmi gösterimleri ve panellerle dolu bir günü daha geride bıraktı. Festivalde dün Ulusal Uzun Film Yarışması filmlerinden İsmet Kurtuluş ve Kaan Arıcı’nın birlikte yönettikleri “LCV (Lütfen Cevap Veriniz)” ve Emin Alper imzalı “Kurak Günler” gösterimleri seyircinin yoğun katılımıyla gerçekleşti.
İsmet Kurtuluş ve Kaan Arıcı’nın, evlenmelerine bir saat kala, son hazırlıklarını yapan bir çiftin, yakın arkadaşları Mert’in geçmişteki sırları ortaya dökmesiyle birlikte en mutlu günlerini sorgulamak zorunda kalmalarını ve hesaplaşmalarını anlattıkları “LCV (Lütfen Cevap Veriniz)” filminin gösterimi sonrasında gerçekleşen söyleşiye yönetmen İsmet Kurtuluş, senarist Erdi Işık, başrol oyuncularından Melisa Şenolsun, yönetmen yardımcısı Emir Alp Arslan ve ortak yapımcılarından Fitesa Hazrolli katıldı. Erdi Işık, tiyatro için yazılan bir metni bir film senaryosu haline getirdiklerini ve filmin gerçek bir olaya dayandığını söyleyerek, “Yazdığım metni İsmet ile paylaşmak, fikrini almak istedim. Sonrasında İsmet bunu film yapabileceğimizi söyledi. Olur mu olmaz mı diye tartışırken bulduk kendimizi, neden olmasın, deneyelim dedik. Bir-bir buçuk yıllık süreçte birkaç versiyon yazıldı. Üç tane karakter üzerinden bir hikâye anlatıyoruz. Bütün anlattıklarımız ekseninde, genel anlamda bu film için iki yüzlülük üzerine diyebiliriz,” derken Melisa Şenolsun bir tiyatro metninin sinemaya dönüşmüş olmasının avantajlarını yaşadıklarını, uzun süren prova dönemi yaşadıklarını söyleyerek “15 gün kadar oyun çıkartıyormuşçasına prova aldık. Kaç prova kaç tekrar aldığımızı hatırlamıyorum ama bedenlerimiz artık bunu sorgulamayacak kadar hakimdi. 5 günde çektik biz bu filmi, her gün 20 sayfa hiç kesmeden çektiğimiz için, bir oyuncu olarak her seferinde baştan sona aktığı için daha çok kendini anda var edebiliyorsun. Git gide bir gerçeklik kazanıyor, çok daha büyük kolaylık sağladı bize bu durum,” dedi.
İsmet Kurtuluş söyleşide “Aslında yönetmene bir metin geldiğinde, yapısına, ne hissettiğine, bu film olursa nasıl olura bakıyor. Ama aslında oyuncuyu anlaşıp doğru seçebilmişsen o projeyi zaten ona teslim ediyorsun. Metnin akışıyla ve filmin her şeyiyle ilgili fikirlerini almıştık Melisa’nın, Ushan’ın ve Cem’in, biliyorduk oraya gelen şeyin böyle olacağını. Ceren karakterine Melisa bir şeyler ekledi ve Kaan da Erdi de ben de bu önerileri dikkate aldık ve filmdeki Ceren ortaya çıktı. Çok daha güçlü bir yere geldi,” dedi.
Bir süredir kuraklık sıkıntısı çeken Yanıklar kasabasına yeni tayin olmuş bir savcı, belediye başkanı Selim, kasabanın muhalif gazetecisi Murat ve kasabalılar arasında yaşanan çekişmeleri konu alan Emin Alper’in Cannes Film Festivali’nde dünya prömiyerini yapan filmi “Kurak Günler” festival kapsamında Ankara’da ilk kez izleyicilerle buluştu. Gösterim sonrasında gerçekleşen söyleşide Emin Alper, “Son yıllarda özellikle yaşadığımız politik gerçekliğe karşı bir şey söyleyememenin, etkili bir şeyler yapmamanın verdiği sıkıntı ve bu duyguyu bu ruh halini bir şekilde yansıtma arayışıydı benim ilk motivasyonum. Aslında benim hazırda bir takım senaryo taslaklarım var, onlardan bir tanesi değildi bu, biraz araya girdi. Yaşadığımız karabasana dair bir şeyler söylemekti temel motivasyonum, bu hissiyatla ilk tretmanı yazmaya başladım. En başta İbsen’in Bir Halk Düşmanı’nda bildiğimiz hikâye; bir karakterin yavaş yavaş bir halk düşmanına dönüşmesi hikâyesi anlatmak istedim ama bu anlatılmış, çok da iyi anlatılmış bir hikâyeydi. Daha fazla ne yapabilirim diye düşündükçe hikâyeye yeni katmanlar eklendi, yan hikâyeler eklendi ve bu hale geldi. Her filmde ilk yazıldığı andan itibaren kurgunun bittiği ana kadar film aslında yeniden yazılıyor En çok draft bu filmin senaryosunda çıktı herhalde, 16 versiyon falan yazmış olabilirim. Geliştirmesi en meşakkatli işlerden birisiydi benim için,” dedi.
Oyuncu Eylül Ersöz, Emin Alper hayranı olduğunu, seçmelere giderken çok heyecanlandığını, böyle bir filmde yer aldığı için çok şanslı hissettiğini söylerken Erdem Şenocak “Doğaçlama yaptım ve sağ olsun Emin hep yanımdaydı. Bu güzel oldu ya da bunu yapmayalım, bunu sonra yapalım diyerek, o yüzden de çok mutluyum. Hem kendi rolüme dair hem böyle bir filmin içinde olduğum için çok mutluyum ve kendimi şanslı hissediyorum,” dedi.
Festivalde bugün, bu yıl aramızdan ayrılan sinema yazarı Murat Özer anısına bir panel düzenlendi. Sinema yazarı Olkan Özyurt moderasyonunu üstlendiği panelde, Aylin Nazlıaka, Esin Küçüktepepınar ve Murat Erşahin ile birlikte Murat Özer’i, sinemaya bakışını, sanatla dolu hayatını, dostluğunu, ürettiklerini, mesleğine olan bağlılığını ve unutulmaz anılarını anlattılar. Panel sonrasında Bruno Dumont’un 2016 yapımı filmi, Cicim / Slack Bay izleyicilerle buluştu.
Festivalde günün diğer önemli etkinliği ise; Görüntü Yönetmenleri Derneği “Geleceği Görmek” paneli oldu. Emre Göktaş’ın moderatörlüğünü üstlendiği görüntü yönetmeni Meryem Yavuz, Okan Üniversitesi Dr. Öğr. Üyesi ve sinema yazarı Murat Tırpan ve visual artist-yönetmen Necmi Deniz Akıncı’nın konuşmacı olduğu panelde içinde bulunduğumuz dijital dünyada bizi bekleyen değişimler değerlendirildi. Tıpkı negatif kameralardan dijital kameralara geçiş sürecinde yaşananlar gibi kimi sektör çalışanların mesleklerinin kaybolacağı, bir yandan da yeni mesleklerin var olma sürecinin başlayacağına dikkat çekildi.
Panelde, aynı zamanda teknolojinin sunduğu imkânların sinemanın ruhuna etkisi, yapay zeka teknolojisinin sunduğu avantajlar, yeni araçların sinemanın illüzyonlarını ve eskinin güzelliğini kaybettirmeden kullanılmasının önemi, amacın efektten ibaret filmler mi yapmak yoksa filmleri dramatik yapının da korunduğu teknolojinin gücüyle zenginleştirmek mi olduğu, filme hizmet ettiği sürece teknolojik gelişmelerin önemi ve her ne olursa olsun insana ihtiyaç olduğu ve olacağı, bu gelişmeleri takip etmenin ve değişime ayak uydurmanın önemi gibi konular tartışıldı.
Ulusal Uzun Film Yarışması’nda yer alan Soner Caner’in “Mukavemet”, Çiğdem Sezgin’in “Suna” ve Onur Ünlü’nün “Bomboş” adlı filmlerinin de ikinci gösterimleriyle izleyiciyle buluştuğu festivalde günün beyazperdedeki diğer filmleri; Jacques Tati’nin klasiği Oyun Vakti / Playtime; Pasolini klasiği Medea, KINO 22 filmlerinden Andreas Kleinert imzalı Sevgili Thomas / Dear Thomas; Marie Kreutzer’in Avusturya’nın Oscar adayı filmi Korsaj / Corsage; Bir Seçki Güney Kore bölümü filmlerinden Joon-ik Lee’nin yönettiği Balık Kitabı / The Book of Fish ve Jero Yun imzalı Boksör / Fighter oldu.
Festivalde Bugün (9 Kasım Çarşamba)
Festivalde bugün Ulusal Uzun Film Yarışması’nda yer alan Selcen Ergun imzalı “Kar ve Ayı” ile Özcan Alper’in yönettiği “Karanlık Gece” ilk kez Ankara seyircisi ile buluşacak.
Ulusal Uzun Yarışma filmlerinden; İsmet Kurtuluş ve Kaan Arıcı’nın “LCV (Lütfen Cevap Veriniz)” ve Emin Alper’in “Kurak Günler” filmlerinin ikinci kez beyazperdede olacağı festivalde bugün Özel Gösterimler kapsamında Biket İlhan imzalı “Bir Hekimin Anıları” ve İffet Eren Danışman Boz’un yönettiği “Turna Misali” filmleri de yönetmenlerinin katılımıyla gösterilecek.
Festivalin Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu işbirliğiyle gerçekleşecek programı kapsamında bugün “Avrupalı Kimdir? Farklılıklarla Bir Araya Gelmek” başlığıyla bir panel düzenlenecek. Zeynep Ünal moderatörlüğünde, Türkiye-Almanya Film Festivali Başkanı Adil Kaya, gazeteci-yazar Burcu Karakaş, İletişim Sosyoloğu-akademisyen Çiler Dursun ve gazeteci-yazar Murat Yetkin’in konuşmacı olarak yer alacağı panel saat 19:00’da Büyülü Fener Sineması’nda 4. salonda gerçekleşecek.
2009 yılından beri çocuklarla film atölyeleri gerçekleştiren, 2011'de Documentarist tarafından düzenlenen Hangi İnsan Hakları? Film Festivali Çocuk Atölyeleri’nin kurucularından, belgesel yönetmeni ve Evro adlı çocuk kitabının yazarı Elif Ergezen de bugün “Çocuklarla Stop Motion Atölyesi” düzenleyecek. Doğan Taşdelen Çağdaş Sanatlar Merkezi’nde saat 17.00’da Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu işbirliğiyle gerçekleşecek atölyeye katılım ücretsiz.
Festivalde günün izleyicilerle buluşacak diğer filmleri ise; Marie Kreutzer’in Avusturya’nın Oscar adayı olan filmi Korsaj / Corsage; David Ondricek imzalı 2021 Karlovy Vary Film Festivali Pravo İzleyici Ödülü sahibi film Zátopek; 2021 Venedik Film Festivali Yeni Ufuklar En İyi Senaryo ve 2021 Şikago Uluslararası Film Festivali Gümüş Hugo En İyi Yönetmen ödülü başta olmak üzere pek çok ödüle sahip Peter Kerekes yönetmenliğindeki 107 Anne / 107 Mothers; 2022 Cannes Film Festivali Jüri Özel Ödülü kazanan, 84 yaşındaki yönetmen Jerzy Skolimowski imzalı Aİ / EO; Shawkat Amin Korki’nin Karlovy Vary Uluslararası Film Festivali'nde En İyi Film kategorisinde Kristal Küre için yarışan filmi Sınav / The Exam; 2021 Berlin Film Festivali’nde Kristal Ayı Generation K-plus En İyi Uzun Film adaylığı olan Kwon Min-pyo ve Han-Sol Seo yönetmenliğindeki bir ilk film olan Kısa Tatil / Short Vacation.