Soruşturma dosyasına göre 27 Nisan bildirisinin yayınlanmasından 5 yıl sonra, 2012 yılında Adalet Platformu Başkanı Adem Çevik, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na ‘12 Eylül darbesi, 28 Şubat ve 27 Nisan açıklamasının sorumluları’ hakkında suç duyurusunda bulundu. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, 27 Nisan bildirisiyle ilgili olarak dönemin askeri sorumluları hakkındaki suç duyurusu evrakını ayırarak, “Suç yeri Ankara olduğu” gerekçesiyle dosyayı Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderdi.
2015 yılında dosyayı devralan savcı, yaptığı incelemede aradan geçen süreye rağmen Büyükanıt’ın ifadesinin alınmadığını belirledi. Savcı, bu kapsamda, Büyükanıt’ın ikametgâhının İstanbul’da bulunması nedeniyle İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na talimat yazısı yazarak “şüpheli” olarak ifadesinin alınmasını istedi.
"SADECE BEN YAZDIM"
Hürriyet'ten Mesut Hasan Benli'nin haberine göre, Büyükanıt talimatla alınan ifadesinde, 27 Nisan 2007 tarihli basın açıklamasının kendisi tarafından kaleme alındığını, TSK bünyesinde mahiyetindeki hiçbir personelin katkısı, hiçbir kuvvet komutanının, hiçbir personelin yayınlandığı ana kadar haberi olmadığını belirtti. Savcılık, Büyükanıt’ın ifadesi aldıktan sonra Genelkurmay Başkanlığı’na yazdığı yazıda, 27 Nisan bildirisi öncesinde herhangi bir toplantı yapılıp yapılmadığını sordu. Savcılığa gönderilen yanıtta, yayınlanan bildiri öncesinde ve sonrasında Genelkurmay Başkanlığı’nda herhangi bir toplantı yapılmadığı ve “icrai bir karar alınmadığı” belirtilerek, Büyükanıt’ın açıklamaları doğrulandı.
Soruşturma sürerken, Büyükanıt, 21 Kasım 2019 tarihinde hayatını kaybetti. Dosyanın tek şüphelisi olan Büyükanıt’ın hayatını kaybetmesi nedeniyle Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, 25 Aralık 2019 tarihinde, “soruşturma ve kovuşturma olanağı kalmadığı” gerekçesiyle takipsizlik kararı vererek dosyayı kapattı.