Sözcü'den Deniz Bilici Göçmen'in derlediği habere göre, AKP'nin iktidara geldiği 2002 Kasım'dan bugüne Türkiye'nin cari açığı 15 katına çıktı, dış borç yüzde 260.9 arttı. Dolar, Euro tarihi zirveleri görürken üst üste gelen benzin, motorin zamlarıyla otomobili olan evin önüne park etmek zorunda kaldı. Altın fiyatları rekor kırarken, gıda fiyatlarındaki durdurulamayan artışlarla ekmek ve kırmızı et fiyatları da katlandı. Son dönemde gelen vergi zamlarıyla da hanelerin geliri, temel giderleri bile karşılamaya yetmez hale geldi. AKP'nin 21 yıldır izlediği ekonomi politikalarıyla vatandaş yoksulluğa mahkum oldu.
EKMEK 20 KURUŞTU
Türk Lirası kayıp üstüne kayıp yaşarken, alım gücü dibi gördü. AKP iktidara geldiğinde dolar 1.6450 TL iken bugün 27 lirayı geçti. Euro ise 21 yılda 1.2310 TL'den 29.5797 TL'ye kadar yükseldi. Türk Lirası'ndaki değer kaybı bu yılın başından itibaren yüzde 28'i aştı. 200 gram ekmeğin fiyatı o dönem 20 kuruş, kırmızı etin kilogram fiyatı ise 9 liraydı. Bugün aynı ekmek 7 liraya çıkarken, kilogram fiyatı 400 lirayı bulan kırmızı et ise sofralara veda etmek zorunda kaldı. Dolardaki yükseliş ve vergi artışlarıyla son günlerde zam üstüne zam gelen akaryakıt fiyatları da otomobili yolda bıraktı. AKP göreve geldiğinde benzinin litresi 1.76 TL, motorinin litresi ise 1.36 TL idi. Bugün ise benzinin litre fiyatı 36 lira 13 kuruş, motorinin litre fiyatı ise 36 lira 55 kuruşu gördü. Altın fiyatları da adeta düğünlerde takı takma geleneğini bitirecek seviyeye çıktı. Söz konusu dönemde çeyrek altın 23 liradan 2 bin 736 liraya, cumhuriyet altını ise 120 liradan 10 bin 912 liraya yükseldi.
Enflasyon rekor kırıp, açık ve borçlar artınca zaten geçinemeyen vatandaşa vergi zamları dayatıldı. Yoksula kemer sıktıran politikaları kendine uygulamayan AKP iktidarı ‘itibardan da tasarruf etmedi'. Üretimi adeta yok eden ekonomi politikalarıyla da ülke borç içinde kaldı. Türkiye'nin brüt dış borcu 21 yılda yüzde 260'dan fazla artarak 475.7 milyar dolara kadar çıktı. AKP iktidara geldiğinde ise dış borç 131.8 milyar dolardı. Aynı dönemde cari açık ise 4 milyar dolardan 60 milyar dolara kadar yükseldi.
Türkiye kendi vatandaşının temel ihtiyaçlarını karşılayamadığı, gittikçe yoksullaşan bir ülke haline gelirken, Ortadoğulu turistlerin ise gelip uzun tatiller yaptığı, hatta yerleştiği bir ülke oldu. Bulgarlar da Türk Lirası'ndaki değer kaybıyla alışverişlerini Edirne'den yapıp ülkelerine dönüyor. Katar, Birleşik Arap Emirlikleri gibi ülkelerin yatırım fonları Türkiye'nin en değerli şirketlerini satın alarak kârlarına kâr katıyor. Türkiye Körfez sermayedarları için adeta bir darphane gibi para basıyor. Komşumuz Bulgarlar da kendi ülkelerinden daha ucuz buldukları Türkiye'ye gelip ihtiyaçlarını alıyor. Hafta sonları Edirne'ye gelip, alışverişlerini yaparak doldurdukları valizleriyle ülkelerine geri dönüyor.
