Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun açıkladığı verilere göre 2023 yılının ilk dokuz ayında 234 kadın katledildi.
Kadınların 123’ü ateşli silahlarla yaşamını yitirirken 149 kadın ise evinde öldürüldü.
Cumhuriyet'e konuşan Avukat Şükran Eroğlu, “Kadın cinayetlerinin ve şiddetin bu kadar yüksek olduğu bir ülkede silahlanmaya bu kadar müsaade edilmesi son derece yanlış” dedi.
Eroğlu, “Ülkemizde bireysel silahlanma cinayetlerde çok fazla kullanılan bir argüman. Devlet, silahlanma konusunda ciddi tedbirler almalı. Ayrıca kadınları da korumalı. 6284 sayılı kanun kaldırılsın gibi birtakım söylemler var. Bu konuda devlet asla taviz vermemeli ve ciddi cezalar getirmeli” ifadelerini kullandı.
ŞİDDET ARTTI
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu temsilcilerinden Gülsüm Kav ise “Şiddetin arttığı bu dönemde bir de tersine yasalarda çekilme hamlelerini görüyoruz” diye konuştu. Önlenebilecek cinayetlerin bile gerçekleştiğini ifade eden Kav, şunları söyledi: “Eylül ayı verilerine göre bir failin ikinci kez kadın cinayeti işlediğini gördük. İstanbul Sözleşmesi’nden çıkılması ise şiddet olaylarını artırdı. Araştırmamız sonucunda gebe ya da engelli kadınların sözleşme sonrasında da öncesine göre daha fazla şiddete maruz kaldığını ortaya koyduk.”
ÇÖZÜM BELLİ
Kav, “Bütün kadınlara ve LGBTİQ+’lara yönelik haklarda en başta da anayasa olmak üzere tartışmalı durum yaratmak bile şiddete cesaret veriyor. Bu nedenle anayasaya dokunmasınlar ve uygulasınlar. Ayrıca ateşli silaha ulaşmanın zorlaştırılması ve boşanma aşamasında kadınların etkin korunması gerekiyor. İstanbul Sözleşmesi’ni derhal imzalayarak yeniden yürürlüğe koymak bir çözüm” diye konuştu.
‘BAROLAR ÇAĞRILMADI’
Avukat Şükran Eroğlu, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın geçen hafta 81 ilde düzenlediği “Aile Çalıştayı”na baroların çağrılmadığına dikkat çekti.
Eroğlu, şu ifadeleri kullandı: “Barolar savunma mesleğini icra eden avukatların üye olduğu, bir meslek kuruluşu. Bu kadar önemli konumdaki bir meslek örgütünün yasaların gözden geçirilmesi ya da yasalarla ilgili toplantılar yapılması durumunda çağrılmaması çok ciddi sorular uyandırıyor. Toplantıda ne konuşuldu bilmiyoruz. Çünkü çok tehlikeli söylemler var. Bu ülke, bu söylemler nedeniyle İstanbul Sözleşmesi’nden çekildi. Şimdi 6284’e saldırı var. Dolayısıyla bu yasada eğer bir şey yapılacaksa barolar ve bu konuyla ilgili bütün hukuk kurumları orada olmalı.”