Gündem Bilim Teknoloji Spor Dünya Ekonomi Siyaset Sağlık Eğitim Kültür Sanat Magazin Yaşam Reklam Künye Gizlilik Sözleşmesi İletişim
Yazılım ve Tasarım: Bilgin Pro © 2024KRT TV Tüm Hakları Saklıdır

12 barodan Gezi davası açıklaması

12 baro, 28 Ocak'ta görülmeye devam edecek Gezi davası öncesi "Savunma yoksa adil yargılama da yoktur" başlıklı bir açıklama yaptı. Adil yargılanmaya dair umutların azaldığı vurgulanan açıklamada, akıl sağlığı yerinde olduğu tartışmalı isimlerin tanıl olarak dinlediği vurgulandı.

Adana Barosu, Ankara Barosu, Antalya Barosu, Aydın Barosu, Bursa Barosu, Diyarbakır Barosu, İstanbul Barosu, İzmir Barosu, Mersin Barosu, Tunceli Baro, Urfa Barosu, Van Barosu adına yapılan açıklamada "Barolar olarak 28 Ocak 2020 tarihinde yapılacak celseden itibaren, yargılamanın özellikle de savunma hakkı bakımından ifade edeceği sonuçları dikkatle izleyeceğiz. Ulusal ve uluslararası sözleşmelerle güvence altına alınan haklarımızın ihlalinin her platformda dile getirilmesi, yaşamsal önemdedir" denildi.

"ÜMİTLERİMİZ GİDEREK AZALIYOR"

Barolar tarafından yapılan ortak açıklamanın tam metni:

Bizlerin de çok yakından takip ettiğimiz, yakın tarihimizin en önemli siyasal toplumsal demokratik itiraz hareketlerinden bir tanesi olan Gezi’nin yargılanması, İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam ediyor.

FETÖ’cü emniyet güçleri, hakim ve savcılarına "kıymet vererek" hazırlanmış bir iddianameye dayalı süren yargılamada, "adil bir yargılama" yapılacağına dair ümitlerimiz giderek azalıyor.

Daha önce mahkeme heyetinin apar topar değiştirilmesiyle doğal yargıçlık ilkesi terkedilmiş ve değişen heyetin uygulamalarıyla da adil yargılanma hakkı defaatle ihlal edilmişti.

"AKIL SAĞLIĞI TARTIŞMALI TANIK DİNLENDİ"

Bu kez de, mahkeme heyeti eşi benzeri görülmemiş bir uygulama ile (bizzat kendisi tarafından kamuoyuna açıklandığı üzere) akıl sağlığı tartışmalı bir tanığı, kanun hükümlerinin maksadını aşarak, sanık müdafilerinden kaçırarak, (savunma avukatları olmadan) dinlemiştir.

Heyetin Silivri gibi yüksek güvenlikli bir tesiste iki tanığı dinlerken, Murat Papuç adlı tanığı "can güvenliği olmadığı" yönündeki beyanını kabul ederek dinlemesi, savunma avukatlarının da "can güvenliğini tehdit edebilecekler" arasında görüldüğünün en açık delilidir.

"SAVUNMAYA YÖNELİK SALDIRI"

Heyetin bu anlaşılmaz davranışı, savunmanın kriminalize edilmek istenmesi, yargılamadan dışlanması ve avukatların yargılama faaliyetindeki rolünün ortadan kaldırılması anlamına gelmektedir. Bu açıkça savunmaya yönelik bir saldırıdır.

Avukatların yargı içerisinde güçsüzleştirilmeleri, görevlerini yerine getiremez hale getirilmeleri hele hele suç ile birlikte anılmaları, kamusal adaleti zedeler ve adil yargılanma hakkının ihlal edilmesi sonucunu doğurur.

Bu sonuç da yurttaşların adalete olan güvenini ortadan kaldırır ve giderek mahkemeler tarafından verilen kararların meşruluğunu tartışmalı hale getirir.

Uzun süredir savunma görevi yapan avukatlara yönelik olarak devam eden bu çok yönlü itibarsızlaştırma, değersizleştirme ve etkisiz kılma hamlelerinin Gezi davasında sınır tanımaz biçimde tekrarlanması, yeniden değerlendirmeyi zorunlu kılmaktadır.

"ADİL YARGILANMA HERKES İÇİN HAKTIR"

Muhalefet etmenin neredeyse her biçiminin suçla ilişkilendirilerek mahkûm edilmek istenmesine karşı sanıkların adil yargılanma haklarının en büyük güvencesi olan avukatların kriminalize edilerek mahkeme salonlarında görevlerini yapamaz duruma getirilmeleri "silahların eşitliği" ilkesine de tamamen aykırıdır.

Oysa ki, adil yargılanma herkes için haktır.

Bugün olduğu gibi, yarın da herkes için hak olmaya devam edecektir.

Gezi davasında yaşanmakta olan bu gerçeklikler karşısında, aşağıda imzası bulunan barolar olarak vurgulamaktayız ki, ancak bağımsız mahkemeler tarafından etkin bir savunma hakkının kullanılması sonucunda adil yargılanma gerçekleşebilir.

Aksi takdirde sonucu önceden belli, kanıtları savunmadan saklanarak dinlenecek tanıklarla sağlanan, keyfiyete dayalı bir yargılama düzeni asla adil olmayacaktır. Savunma suç ile ilişkilendirilemez, özdeşleştirilemez. Çünkü savunma yoksa adalet de yoktur.

Barolar olarak 28 Ocak 2020 tarihinde yapılacak celseden itibaren, yargılamanın özellikle de savunma hakkı bakımından ifade edeceği sonuçları dikkatle izleyeceğiz. Ulusal ve uluslararası sözleşmelerle güvence altına alınan haklarımızın ihlalinin her platformda dile getirilmesi, yaşamsal önemdedir.

Yargılamayı kamuoyunun ve özellikle de meslektaşlarımızın dikkat ve ilgisine sunuyoruz.

İşte açıklamada imzası olan barolar:

Adana Barosu Başkanlığı
Ankara Barosu Başkanlığı
Antalya Barosu Başkanlığı
Aydın Barosu Başkanlığı
Bursa Barosu Başkanlığı
Diyarbakır Barosu Başkanlığı
İstanbul Barosu Başkanlığı
İzmir Barosu Başkanlığı
Mersin Barosu Başkanlığı
Tunceli Baro Başkanlığı
Urfa Barosu Başkanlığı
Van Barosu Başkanlığı

İlginizi Çekebilir
SONRAKİ HABER