BIST 100 9.550 DOLAR 34,54 EURO 36,01 ALTIN 3.005,46
17° İstanbul
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyon
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkari
  • Hatay
  • Isparta
  • İçel
  • İstanbul
  • İzmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce

100 dakikalık bir garip film

Bazen öyle maçlar vardır ki, eve TV başına ya da stada geç kaldıysanız ve (misal) 30'uncu dakikasından itibaren izlemeye başladıysanız, hiçbir şey yitirmemişsinizdir.

Gaziantepspor – Beşiktaş maçı da tam bu tanıma uyan maçlardan biriydi.

Sözünü ettiğim bölümde ne oldu derseniz? Gaziantep'in Mali'li oyuncusu Nouha Dicko'nun sakatlanarak oyundan çıkışı, ilk yarının son saniyelerindeki "top senin mi benim mi kavgası ve 2 sarı kart" haricinde hemen hiçbir şey. Bir de Beşiktaş'ın tek "gözüken" oyuncusu Rashid Ghezzal'ın, uzaktan isabetli ama cılız şutu. O kadar.

Dahası, ben tam bu cümleyi yazdığım sırada saate baktım: Dakika 42'yi gösteriyordu.

Nerede o Beşiktaş'ın geçen sezon adeta alametifarikası haline gelen disiplinli ve kaliteli pas trafiği ve istediği zaman vitesi yükseltip dalga dalga gelen atakları?

Nerede o tribünleri ayağa kaldıran, en azından adrenalini yükselten, kan basıncını yukarı yönde "itekleyen" kanat ortaları?

Eser yoktu bunlardan.

Geçen hafta İstanbul'da İnönü'de kendi seyircisi önünde tıkır tıkır çalışan "Beşiktaş makinası" durmuştu. Ama, tam da haksızlık etmeyelim. Biraz da Gaziantepspor'un "oynatmamaya ve pas yollarını akıllıca kapatmaya yönelik" oyun anlayışının bunda etkisi olduğunu söyleyebiliriz. Takımını geçen haftaki "başlangıç onbiri" ile sahaya dizen Sergen Hoca, bu "donukluğu" çözebilecek bir çare de üretemedi nedense?

İkinci yarıya Nkoudu yerine Larin'i alan Sergen, 45 – 46 arasında Larin'in 60 saniye içinde tam 3 (evet üç) kez kaleci ile karşı karşıya topla buluşacağını kendi bile hayal etmemişti herhalde. 61'nci saniyede de Salih Uçan kayıp düşmese, 4'ncü pozisyon belki golü getirebilirdi. Larin ile sol kanada, Beşiktaş'a ve oyunun geneline biraz hareket geldi. Hani şu ilk yarıda arayıp da bulamadığımız hareket ve heyecan. 45 ile 60 arasında sürdü bu heyecan.

Ama bir türlü gelmeyen gol için, galiba artık "Yeni transferlerin" kenar çizgiye davet edilmesi gerekecekti.

Alex Teixera, Batsuayi ve Gökhan Töre taç çizgisinde göründüğünde, Atiba kaleci ile karşıya karşıya bir gol pozisyonunu harcıyordu. Atiba, Ghezzal'ı ve Kenan'ı yanına alıp çıkarak bu üçlüye bıraktı sahayı ve "gidişatı değiştirme" şansını...

Arada, beklenmedik biçimde N'skala'nın yürekleri ağızlara getiren rahatsızlığı ve ambulansla hastaneye yollanması, maçın gerilimini bir kat daha arttırdı. Ve tabii Beşiktaş'ın zorunlu 5'nci oyuncu değişikliği ile Rıdvan oyuna girerken, aynı duraklamada Gaziantep de Doğan, Halil ve Berven'i oyuna aldı.

Tam, "can ve heyecan geliyor" derken, oyunun gazı da, en azından Beşiktaş adına iyice kaçtı.Havası kaçmış ve bütün planları bozulmuş Beşiktaş'ın yerine, Gaziantep sahne aldı. Özellikle kendi sağ kanadından peşpeşe ataklarla konuk ekibi terletti Gaziantep. Birkaç tane de net pozisyon buldular ve harcadılar.

Nsakala'nın rahatsızlığı nedeniyle 10 dakika uzatılan maçın son anlarında, maç tam bir "atan galip" durumuna gelmişti.

Atan olmadı ve bu 100 dakikalık garip film, 0-0'lık skorla, iki tarafın da sevinemediği, ama üzülmediği bir sonla nihayet buldu. Alan razı satan razı durumu.

Üzüntümüz tabii ki Nskala'nın talihsizliği..

Ama bir de Beşiktaş'ın flaş transferlerini "sahada" görmüş ama "oyunda" görememiş olmamız var.